Güncel

“Yaşamın olduğu her yerde savaşmak istiyorum”

Cizîr: Devletin tankıyla topuyla topyekun saldırdığı T. Kürdistanı’nda kadınlar erkek-devlet şiddetine karşı direniyor. TC’nin Kürt ulusunun kimliğine yönelik saldırıları ve göç ettirme politikalarına karşı kadınların mücadelesi, evlerine ve topraklarına sahip çıkmaları ile bütünleşiyor. Kadınlar bir taraftan virane olmuş evlerini terk etmezlerken bir taraftan ise bölgede yaşanan kadın düşmanlıklarıyla nasıl mücadele edeceklerine dair tartışmalar yürütüyorlar.

Cizîr’de kurulan, mahalle meclislerinin öznesi olan kadınlar, kendi sözlerini söyleyebilecekleri ve kararlarını alabilecekleri mekanizmalar oluşturma çabası içerisindeler. Bu mekanizmalardan bir tanesi ise “Yaşamın olduğu yerde savaşmak istiyorum” şiarı ile yola koyulan Yurtsever Devrimci Genç Kadın Birliği (YDG-K)…

Kadın mücadelesinin bölgedeki en önemli örgütlenmelerinden YDG-K, kadına karşı her türlü şiddete, ayrımcılığa, yok saymaya karşı aktif mücadele veriyor. Bizler de Özgür Gelecek gazetesi olarak Cizîr’den bir YDG-K’lı ile röportaj gerçekleştirdik.

– Geçtiğimiz günlerde bir düğün basarak genç bir kadını son anda çocuk gelin olmaktan kurtardınız. Bize bu eyleminizin ayrıntılarından bahsedebilir misiniz? Bu tarz girişimleriniz devam edecek mi? İleriye dönük planlarınız nelerdir?

– Erkek egemen sistem biz kadınları yok saymakta ve biz kadınların gücü üzerinden yükselmektedir. Bizler bu anlayışa karşı mücadele veren ve kendi öz savunma mekanizmalarımızı oluşturan kadınlarız. Kadınlar olarak mücadeleyi yükselttikçe başka kadınlara da umut olduğumuzun farkında olmalıyız öncelikle.

Küçük yaşta zorla evlendirilmek istenen genç kadın arkadaşımız,  bize gelerek ailesinden şiddet gördüğünü (yüzü-gözü mosmordu) ve istemediği halde zorla evlendirileceğini söyledi ve bizden yardım istedi. Bize “bu akşam beni götürecekler, yardım edin” dedi. Bizim yanımıza geldiğinde kuaföre bile götürmüşlerdi. Bizler de durum değerlendirmesinden sonra akşam düğüne gidip arkadaşımızı oradan aldık ve her iki tarafın da ailesini yanımıza çağırıp onlara ne pahasına olursa olsun bu düğünün olmayacağını söyledik. Aksi bir durumun gelişmesi durumunda ise bizlerin bu yaklaşımlara karşı sert müdahalelerinin olacağını söyledik.

Elbette ki gördüğümüz ve temas ettiğimiz kadın düşmanlarına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Ancak bunu daha çok kurmuş olduğumuz mahalle meclisleri üzerinden gerçekleştirme gibi bir planımız var. Bölgede zorla evlendirmeler çok oluyor; onun için mücadelemiz buradan doğru da başka kanallar aracılığıyla da devam edecektir.

– Peki, çocuk gelin olmaktan kurtulan kadın arkadaşa şiddet uygulayan aile bireylerine herhangi bir yaptırımda bulundunuz mu?

– Şiddet uygulayan abi bize özeleştri verdi ve kız kardeşinden de özür diledi. Bizler de kendisi ile konuştuk ve ona kitap okuma “cezası” verdik. Şu anda düzenli bir şekilde kitap okuyor. Okuma kültürü buralarda pek yoktur. Hatta hiç yoktur. Onun için bu yaptırım buradaki insanlara bir ceza gibi gelir.

– Kadın arkadaşın şu an sağlığı nasıl? Hala görüşüyor musunuz?

– Evet, görüşüyoruz. Şu anda çok iyi. Aile uyarılarımızı dikkate aldı ve bir sıkıntı çıkarmadı. İkna yolu ile bunu başardık. “Nişanlısı” ve “nişanlısı”nın ailesiyle de konuştuk. Bu durumun kabul edilemez olduğunu ve kadın kimliğine yönelik bir saldırı olduğunu anlattık uzun uzun. Yaptığımız tartışmalardan sonra onlar da ikna oldular ve vazgeçtiler.

***

Sohbetlerimiz sırasında kadın arkadaşın son kurduğu cümleler manidar: “Bizler kadının kurtuluşunun yine kadınların kendi ellerinde olduğuna inanıyor ve bunun mücadelesini veriyoruz. Sorunlardan etkilenenler bizler isek bu sorunları da çözecek olanlar yine bizler olacağız…”

 

Bir kadının, yine kendi özlük hakları için bir araya gelen kadınlar tarafından kurtarılması kadın mücadelesi açısından oldukça önemli bir nitelik taşıyor. Buradan bir kez daha örgütlü mücadelenin önemini (özellikle kadınlar için) ve yaşamı yaratanların gücünü görmekteyiz. Rosa Luxemburg’un da dediği gibi; “Özgür insan, başka türlü karar verme imkânı olan insandır.” Başka bir dünya verilecek başka kararlarla mümkün. Ve tüm kadınlar “başka kararlar” verebilmeli…

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu