Biz kimiz?

Merhaba sevgili kadınlar,

Yenilenen kurumsal internet sayfamızla sizlerle birarada olmanın mutluluğu ve heyecanındayız. Uzun zamandır sitemizin içerdiği teknik yetersizlikler nedeniyle paylaşım yapamıyor, bu anlamda reelde kurduğumuz-kurmaya çalıştığımız kadın yoldaşlığını dijital ortama taşıyamıyorduk. Bu büyük bir eksiklikti bizler açısından. Uzun bir zaman dilimine yayılsa da –ki bu zaman diliminde Facebook, Twitter ve Instagram hesaplarımızdan boş bıraktığımız bu alanı doldurmaya çalıştık– sonunda yeni sayfamızla aranızdayız!

Kendimize dair her şeyi paylaşacağımız bu sayfanın içeriğinin birkaç moderatörün elinde olacağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz! Burada hepimize iş düşüyor! Sömürücü patriyarkal sistemin ördüğü genel politik sürecin bizlere yansımalarına dair haberleri sitemize taşımanın yanısıra, özelimize dair deneyimleri de paylaşma taraftarıyız. Ve takdir edersiniz ki, bu bahsettiklerimiz hepimizin yaşamının parçası… Kadın dayanışması ve birlikteliğinin patriyarkaya karşı en önemli silahlardan biri olduğunu savunan biz kadınlar sayfamızın içeriğini de bu savunu etrafında oluşturmanın önemli olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla sizden gelenler sayfamızın içeriğini “desteklemek” anlamına gelmiyor bizim için, sayfamızın içeriğini sizden gelenler oluşturacak!

“Biz” deyip durduğumuzu fark etmişsinizdir. Daha önce yolumuzun kesişmediklerince “Siz Kimsiniz?” diyenlerin olduğunu duyuyoruz şimdiden. O zaman elden geldiğince bu soruyu yanıtlamaya çalışalım.

Peki ama biz kimiz?

Bu sorunun cevabını en net şu cümle ile verebiliriz: Patriyarkaya, emeğini (ücretli bir işte çalışsın ya da çalışmasın) iliğine kadar sömürüp kadınlar için yaşamı çekilmez hale getiren sömürücü sisteme, cins ayrımcılığına-eşitsizliğine, şiddete, en yakınımızdan en uzağımıza toplumsal olarak karakterleşmiş erkek egemenliğine, yaşamı tek renkten ibaret sanan heteroseksist homofobi/transfobi/bifobi vb.ye karşı mücadeleyi örgütlü bir şekilde yürütmek üzere biraraya gelmiş kadınlarız.

Bizleri ekonomik, cinsel, ulusal vb. sömüren sisteme ve onun toplumdaki dayanaklarına karşı örgütlü mücadelenin gerekliliği ve bu mücadelenin de “iktidardan ve onun ilişkilerinden uzak” erk(ek)siz kadın alanları ile mümkün olduğu gerçeğiyle ilk adımlarımızı attığımız yıl 2009’du. Ancak 2009’a gelmeden önce de ilk olarak genç kadınlar olarak çeşitli örgütlenme deneyimleri için adımlar atmış, bunun sonucunda ilk olarak İzmir, Ankara, Dersim, Amed, Mersin, İstanbul vb. çeşitli illerde Yeni Demokrat Kadın İnisiyatifi adı altında biraraya gelmiş ve birbirimize dokunduğumuz her alanda deneyim biriktirmeye başlamıştık. 2009 yılının son aylarına gelirken artık tek bir isim -Yeni Demokrat Kadın- altında buluşma kararı aldık. Ve ataerkiye karşı savaşımımızda bir kadın mekanizması oluşturarak mücadele iddiamızı ortaya koyduk.

Adımladığımız yolla birlikte bu iddiamız, bizi bir araya getiren temel sebep olma halini koruyor. Tepeden tırnağa örgütlü bir şekilde kadınlara saldıran erkek kurumsallaşmasının karşısında örgütlenmenin zorunluluğuydu bizi biraraya getiren… Bu mekanizma sayesinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sırtımıza yüklemek istediği edilgenliğe, kaderine razı rolüne bir darbe vurarak hayatımızda ve mücadelemizde her birimizin özne olabilmesidir esas amacımız…

Örgütlenme anlayışımız nedir?

Peki bu örgüt nasıl olmalıydı? Öncelikle şekli şemali olmayan, arada bir görüşüp “dertleşen” vs. bir yapı değil bu bahsettiğimiz… Tabii ki, dertleşecektik, çokça da dertleştik/dertleşiyoruz; ancak hiçbir bağlayıcılığı olmayan, merkezinde hepimizin ortak-örgütlü emeğinin olmadığı bir duruma düşmemek için “kurumsallaşma” tartışmalarımız da en başından itibaren eşlik etti çalışmalarımıza. Sadece tartışmadık, çeşitli yöntemler de denedik buna yönelik, başka kadın örgütlenmelerinin deneyimlerinden yararlanmaya çalıştık, bazen el yordamıyla bazen binlerce yıldır orada duran bir gerçeği yeni keşfetmenin heyecanıyla, deneye-yanıla ama yılmaya yılmaya adımlarımızı attık. Bölgesel ve genel koordinasyon toplantılarımız; yaptıklarımızı değerlendirdiğimiz, yapacaklarımızı belirlediğimiz temel aracımız oldu. Yine hemen her sene gerçekleştirmeye çalıştığımız yaz tatil kamplarımızın amacı da bir yandan eğlenmek, eğlenirken birbirimizi tanımak, yoldaşlığımızı güçlendirmek, politik-teorik tartışmalarımızla birbirimizi ve örgütlü mücadelemizi güçlendirmekti.

Güncel süreçlere dair politik ve pratik hattımızı belirlerken aktivistimiz olan her kadının karar merciisi olmasını hedefledik/hedefliyoruz toplantılarımızla. Toplantılarımız ve bir bütün faaliyetimizin tümü “eşit ilişkilenme” ilkesinden besleniyor. Yaş, deneyim, toplumsal konum vb. farklılıklarımızı bizleri güçsüzleştirip erki güçlendiren değil; renklerimizi, farklılıklarımızı koruyarak ortak bir algılayış-bakış açısı yakalayabilme derdiyle, erki güçsüzleştiren bizi güçlendiren bir yere evriltme derdindeyiz.

Bir örgütlenmenin kurumsallaşmasının en önemli araçlarından biri kendini yazılı hale getirmesidir tabii ki. Sonuçta “söz uçar, yazı kalır” diye boşuna dememişler… Nitekim biz de 2014 Haziran ayında gerçekleştirdiğimiz koordinasyon toplantımızda, Yeni Demokrat Kadın dergisi için bir Yayın Komisyonu belirledik ve Kasım 2014’te ise ilk dergimizi elimize aldığımızda sözümüzü kalıcılaştırmış olmanın mutluluğunu yaşadık. Pek çok yazının yer aldığı dergimizin en önemli ayrıcalığı her aşamasında kolektif emeğin olması… Dergimiz birçok kadının kaleminden çıkıyor ve dolayısıyla kalemi erk-eğin elinden almış oluyor! Sitemizde, dergimizin arşivine de ulaşabilirsiniz…

Dahası…

Dahası mı? Dahası bizler;

Görünmeyen emeğimizin peşindeyiz! İşyerlerinden evlerimize sömürücü ve erkek egemen sistemin içiçeliği yaşamlarımızı kuşatıp emeğimizi silikleştirirken, hayatın neredeyse tüm yükünü omuzlarımıza yüklüyor. İşyerinde ücret eşitsizliği, cinsel şiddet, mobbing, işten çıkarmalarda ilk gözden çıkarılan olmak; evde ise ücretsiz ev emeği… Emeğimizi her alanda görünür kılmak, karşılığını almak ve sahiplenmek, mücadelemizin temelini oluşturan parçalardan biri!

Erkek egemen sistemin yok saydığı, baskı altına almaya çalıştığı bedenlerimize dönük tüm saldırılarına karşı biraradayız! Kadınlara, çocuklara ve LGBTİ+’lara yönelik her türlü şiddete karşı hem hesap soran hem birbirimizi güçlendiren politikaların sahibiyiz.

Cinsel kimlik ve yönelimlerimizle burada ve birlikteyiz! Heteroseksizme, homofobiye, transfobiye geçit vermemek mücadelemizin ana hatlarından biri.

Doğaya ve tüm canlılara dönük yok etme, şiddetle egemenlik altına alma saldırılarına karşı mücadele ile kadın mücadelemizin kesiştiğinin-buluştuğunun farkındayız. Bu farkındalığı artırmak ve eyleme dökmek hedeflerimizden biridir.

Katliamcı ve yıkıcı erkek egemenliği karşısında birbirimizi güçlendirecek mekanizmalar geliştirmek ve kadın beyanını esas almak, erkek adalet karşısında gerçek adaleti yerine getirmek gibi talepler, itiraz ve isyanımızla biraradayız!

Ve dahası ile kadın mücadelemizi büyütme, patriyarkayı yıkma iddiasındayız!

Bunu kadın yoldaşlığı, kadın dayanışması ile sağlayabileceğimizin farkındayız… O yüzden sizleri de aramıza bekliyoruz!

Bize Ulaşın

Başa dön tuşu