Güncel

Tersine çevrilmiş bir hayat hikayesi

Bir kadın “sokak ortasında” tekme tokat dövülebilir, herkes görmezlikten gelir. Bir kadının yüzüne “sokak ortasında” kezzap da atılabilir mesela.

Bir kadın onlarca kişinin arasında taciz edilebilir ama öyle değil mi? Hatta inanın tecavüze bile uğrayabilir “sokak ortasında“, eğer sokak biraz olsun karanlıksa. Gece vakti dışarı çıkmışsa hele, eteği haddinden kısaysa!

Ya da boğazı bıçakla kesilerek de öldürülebilir pekala… Bir kadın pompalı tüfekle vurulamaz mı? “Sokak ortasında” bir kadının başına her şey gelebilir… Ama bir kadın, bir erkeği vuramaz “sokak ortasında“.

İşte o zaman “haber” olur…

Erzurum’da bir kadın kocasını “sokak ortasında” vuruyor dün… “Dur” diyor kocasına, bir şey demiyor başka; vuruyor… Bekliyor sakince, hatta polise de kendisi haber veriyor. Kaçmıyor, bekliyor yalnızca… Belli ki göze almış her şeyi.

Kanı durdurmaya çalışanlara “Bırakın” diyor, “Bırakın, ölsün!“. Yılların yükünü sırtlayıp gelmiş sanki, “Çoluğundan çocuğundan haberi yoktu” diyor, “Bırakın!“. Ambulansa kadar eşlik ediyor “hayat” arkadaşına ve “Gözlerime bak” diyor donukça, “Bugün son günün!

Nefretini gözlerinde okuyamıyorum belki ama, yüreğimde hissediyorum. Her günü öldürülme korkusuyla geçiren kadınların, tecavüzü bir “günah” gibi ömür boyu boynunda taşıyanların öfkesini görüyorum.

Tacizcimle göz göze geldiğim anki gibi hissediyorum içimde nefretini. Belki de bu yüzden anlıyorum… Hatta seviniyorum bile desem, çok mu ileri gitmiş olurum?

Kendisine tecavüz eden erkeğin kafasını köy meydanına atan kadına duyduğum hayranlığı hissediyorum. Meydan okumayı hissediyorum çünkü, bu cesarette.Yıllarca zulme boyun eğmiş bir kadının meşru direnişini görüyorum.

Hikayeyi tersten kuralım mı, ne dersiniz?

Ya o tetiği çekmeseydi? Kocasını vurmasaydı, hayatını yeniden kurmayı deneseydi… Ailesinin geçimini sağlamak için çalışmaya başlasaydı… Boşanmaya karar verseydi bir de, kocası zaten başka bir kadınla birlikteydi… Ne olurdu gerçekten?

Eşinin kendisinden boşanmak istediğini öğrenen koca çılgına dönerdi muhtemelen. “Benden ayrılamazsın” derdi, “Öldürürüm seni!Mesela kadın boyun eğmeseydi, karakola gidip şikayetçi olsaydı? “Tehdit ediliyorum, koruma istiyorum” deseydi? Olmaz ya hani, devlet de koruma vermeseydi!

Karakoldan çıkıp evine dönerken, kocası yolunu kesseydi… “Benden ayrılamazsın demiştim” deyip, tetiği çekseydi? Kadın oracıkta yere yığılıverseydi…

Böyle olsaydı, bu kadın yaşamak için ölmeyecek miydi? Şimdi hikayesini yeniden yazmayı denedi ve yaşamak için öldürmeyi seçti.

Peki ya şimdi?

Şimdi devletin ölü çocuğu “adalet” hortlayıverecek birden… Kocasının onu aldatması bir şey ifade etmeyecek yargıçlar için. Kadın katillerine verilen “ağır tahrik” indirimlerini rafa kaldıracak;  “iyi hal” indirimi de vermeyecekler.

Bir anlık kızgınlıkla yaptım, pişmanım” demeyecek muhtemelen. Hele de bir de adam ölürse müebbet verecekler iyi ihtimal… Gölcük’teki “cani anne“ye yaptıkları gibi “kadın” olmanın bedelini en ağır şekilde ödetecekler. Yani aslında adalet yine yerini bulmayacak.

Erkek” devletin adaleti yine “erkek” olacak….

 

Bir YDK’lı

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu