Güncel

‘Cinsel saldırıya uğradıklarını söyleyen kadınlar sınır dışı ediliyor’

suriye_multeci_kadinMülteci kadınlara yönelik hak ihlalleri ve cinsel saldırılara dikkat çeken avukat Gülseren Yoleri, cinsel saldırıya maruz kalan kadınların bunu yargıya taşıyamadıklarını belirterek, “Şikayette bulunmak isteyenlerin biz daha işleme başlamadan sınır dışı edildiğini duyuyoruz. Bu sınır dışı edilmelerin bilinçli yapıldığını biliyoruz” dedi.

Türkiye’de özellikle Suriye’den gelen sığınmacılarla beraber 1 milyonu aşkın sığınmacı kadın bulunuyor. Kadın sığınmacıların yüzde 86,5′ i Türkiye’de çalışmazken, cinsel saldırı ve birçok şiddet türünü maruz kalıyor. Sığınmacı kadınların, cinsel ve fiziksel istismara, sömürüye ve mal ve hizmetlerin dağıtımında ayrımcılığa karşı korunmaları gerekirken, Türkiye buna yönelik bir adım atmıyor. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan avukat Gülseren Yoleri, Türkiye’ye göç eden kadınların yaşadıkları sıkıntının hukuki statüyle yakından ilgili olduğunu, ilk olarak 2013 yılında göç edenlerin statüsünü belirleyen bir yasa çıkarıldığını hatırlattı.

‘Sığınmacılara aynı statü uygulanmıyor’

Gülseren Yoleri, 2013’de çıkartılan yasayla beraber hukuki eksikliklerinin bir kısmı giderilse de yasa çıkmadan öncesindeki sığınmacılara yönelik siyasi yararlar ve kültürel bağları ön plana çıkartan farklı uygulamaların değişmediğini belirterek şunları söyledi: “Türkiye Cenevre Sözleşmesi’yle taraf olduğu sığınmacılara yönelik uluslararası yasalara coğrafi çekince koyarak taraf oluyor. Avrupa’dan gelen kişiye mültecilik statüsü verirken diğer sığınmacılara mültecilik statüsü hakkı tanımıyor.”

Sığınmacıların yaşam olanakları sınırlı’

Mültecilik statüsünün göç eden bireyin tüm haklarını garanti altına alan bir uygulama olduğunu söyleyen Gülseren, Türkiye’de sığınmacıların çoğunun bu hakka sahip olmadığını vurguladı. Suriye’den gelen sığınmacılara verilen geçici koruma statüsünü eleştiren Gülseren, Türkiye’de Suriyelilerin yaşam olanaklarının sınır olduğun için Avrupa’ya gitmeye çalıştıklarını ifade etti. Gülseren, sığınmacıların geçici korumaya dahil olmalarının ardından bu durumun Avrupa’da mülteci olma noktasında engel olduğunu söyledi. Gülseren, “Bu sebeple geçici korumaya dâhil olmak istemeyen bir kesim var. Bu kesimin de bu statünün getirdiği olanaklara sahip olması söz konusu değil. Avrupa’ya gitme düşüyle beraber ciddi mağduriyetler yaşıyorlar” dedi.

Cinsel saldırıyı cezalandırmayan devlet anlayışı var’

Savaşlarda kadınların “ganimet” olarak görüldüğüne vurgu yapan Gülseren, kadınların savaşta yaşadıklarının sığınmacı olma durumunda da devam ettiğini belirtti. Sığınmacı kadınların cinsel saldırıya uğradıklarını belirten Gülseren, “Bunu kabul edebilen bir toplumsal yapı, bunu cezalandırmayan bir hukuk sistemi, bir devlet anlayışı var. Bu pek çok ihlalin önünü açıyor. Kadınların fuhuşa zorlanmaları, ikinci eş olarak evlilik yapmaya zorlanmaları ya da günü birlik nikahlar yaparak kadınların bir cinsel obje olarak kullanılmaları söz konusu” diye konuştu.

‘Kadınlar bilinçli olarak sınır dışı ediliyor’

Kadınların yaşadıklarını yargıya taşımasının önünde engeller olduğunu söyleyen Gülseren, “Bu konularda etkin bir soruşturma yapılmıyor. Dikkat çeken bir diğer şey ise cinsel saldırıda bulunulan kişiler bunu yargıya taşımaktan korkuyorlar. Şikayette bulunmak isteyenlerin biz daha işleme başlamadan sınır dışı edildiğini duyuyoruz. Bu sınır dışı edilmelerin bilinçli yapıldığını biliyoruz” diye belirtti.

(Kaynak: Jinha)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu