Güncel

Biz kadınlar cinsiyet ayrımcılığı da yapar olmuşuz, ne haddimize efendim!

Kadına yönelik şiddetin her daim kendini yenilediği ve her defasında katillerin, tecavüzcülerin kendini akladığı bir toplumda yaşıyoruz. Ataerkil zihniyetin kadınlar üzerinde iktidar kurma hırsı ve bu düzeni devam ettirmeye yönelik davranışları bizleri ezilenin ezileni kadın gerçekliğiyle buluşturuyor. Buradan yola çıkarak kadınlara erklikten beslenen kişilerin uyguladığı şiddetin her türlüsüne karşı yine biz kadınlar mücadele veriyor ve mağdur olan kadını bizler anlıyoruz. Şiddetin her türlüsü her daim biz kadınların etrafında. Yaşıyor tanık oluyoruz.

Son günlerde ülke gündemini oldukça meşgul eden ve herkesin duyarlılık gösterdiği Özgecan’ımızın yaşadıklarından da yine biz kadınlar kadar etkilenen ve anlayan yoktur. Bu vicdan meselesi içinde vicdanı olan herkes Özgecan için sokağa çıkmalı. Yasta değil isyanda olduğunu haykırmalı. Özgecan’a bunu borçluyuz diyerek Söke’de de bir çok kişi sokağa çıktı. Erkekler de yaşadıkları vicdan patlamasının şokuyla kadınları gölgede bırakma gayretleri adeta en duyarlı, en vicdanlı benim der gibi öne atılmaları dikkatimizden kaçmadı. Açılan pankartı  iki kadına tutturup basın açıklamasını okutturarak yaptıkları “jesti” saymazsak tabi. Erkeklerin akın ettiği alanda kadınların bir köşede kalması basın açıklaması okunduğu sırada bir erkeğin elinde megafon slogan attırmaya başlamasıyla bu kadar da olmaz dedik! Slogancımız halinden memnun bir şekilde devam ederken, YDK’ lı bir yoldaşımızın “Erkek vuruyor, devlet onu koruyor” diye attığı sloganla eyleme kadın rengini katmak için haykırdık kadın arkadaşlarımızla. Ardından “Jin, Jiyan Azadî”, “Kadın,Yaşam,Özgürlük” sloganı ise tartışmasız kitle tarafından kabul görmedi. Eylemin başlangıcındaki bu tablodan egemen zihniyetin ipleri eline alma çabasını görmüş olduk. Kadın cinayetleri politiktir sloganını atıyoruz yine ses yok! Anladık ki kadınların bu eylemde söz söylemeye hakkı yok. Ataerkil toplumumuzda hâkim olan erk zihniyet, bu eylemde de biz kadınları yok saymıştı. Erkeklerin duyarlılığını gösterme yarışı başlamıştı artık. Kadın meselesinden uzak “Kadına uzanan, eller kırılsın” sloganları ile erk zihniyet kendini bu alanda yeniden ve yeniden üretiyordu. Erkek egemen zihniyetin örgütlediği eylemin, insiyatifini kırma hakkımızı kullanarak kendi sloganlarımızla öfkemizi dile getirdik.

Etrafımızdakilerin de desteğiyle “Tecavüzcü devlet hesap verecek!”, “Jin, Jiyan, Azadi!”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “ Özgecan Aslan ölümsüzdür!” sloganlarımızla eylemin sonuna kadar kendi irademizle erkek egemen zihniyete bu alanda da direndik. “Peki biz neyiz erkek düşmanı mıyız? Erkeklerin bu eylemde bulunması onların ne kadar duyarlı olduğunu göstermez mi” diyen kişilere karşı biz “haddini bilmez kadınlar” her seferinde “erkek düşmanlığı” yapmaktayız. Bizler eylemin örgütlenmesinde rol alan erkekleri eleştiremeyeceğimiz yargısını kabul etmiyoruz. YDK’lı yoldaşımızın bu kişilere yönelttiği soru karşısında da YDK cinsiyet ayrımcılığı yapıyor oldu. Kadına karsı yapılan bu saldırının politikliğinden bahsederek sadece kadınlara çağrı yapılması ve bu eylemin kadınların inisiyatifinde yürütülmesi gerektiğini söyleyerek, erkeklerin neden dâhil olduğu sorusuna karşın cinsiyet ayrımcılığı yapıyor olduk. Düşünlerimizde trajikomik ilan edildi!

Peki neden kadınlar örgütlemeli ve kadın eylemlerine erkekler neden gelmemeli? Bazılarınız belirttiğiniz üzere “vicdanı olan, duyarlı, kadın haklarını savunan kişilersiniz ne sakıncası var sokakta meydanlarda ortak bir eylem yapmanın?” gibi sorularınıza karşın cevabımız her zamankinden farklı olmayacak. Bizler her zaman erkek egemen sisteme-zihniyete karşı kadınların güçlenmesini savunuyor. Her ne kadar iyi niyetli vicdanlı kişiler olduğunuzu dile getirseniz de erkek egemen sistemin öznesi erkeklerdir. Kadına yönelik şiddeti uygulayan erkektir. Bu gerçekliğin ardından bizler içinde kötü niyet barındırmayan erkeklerin bu sistemden sıyrılabilir mi tartışmasını yürütebiliriz. Bugün içinde kötülük olmayan erkeğin yarın bir kadına sırf cinsiyetinden dolayı aşağılayıcı bir şekilde yaklaşmayacağının garantisini kim verecek bize? Yarın kadının üzerinde hâkimiyet kurma çabasında başarısız olduğunda, şiddete başvurmayacağının ya da yarın sokakta bir kadın gördüğünde onu bakışlarıyla taciz etmeyeceğinin bir garantisini bize veriyor musunuz? En somut örneğiyle eylem sırasında kadın yaşam özgürlük dendiğinde, fazla özgürlükte iyi değil diyen eril zihniyet: Senin ne işin var orada! Bizler erkekler kadınlar bir olup kadınlar için savaşalım demiyoruz öyle bir talebimiz yok! Bizler erkek egemen zihniyeti çürüteceğiz ve özgürleşme yolunda kurtuluşumuz yine biz kadınların kendi elleriyle gelecek.

 

Aydın-Söke’den bir YDK’lı

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu