Güncel

“Çıplak bedenimizden utanmıyoruz!”

İstanbul: Sincan Kadın Hapishanesi’nde bulunan tutsakların kendilerine ve ziyaretçilerine dönük çıplak arama dayatmasına karşı “çıplak” eylem yapmalarının ardından hapishane idaresi tarafından disiplin soruşturması açıldı.

31 Ağustos günü sabah saat 09.15 sıralarında muayene için koğuşlarından alınan tutsaklar, ana koridora geldiklerinde üstlerinde tişörtlerini çıkararak “Çıplak aramaya hayır”, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” sloganları eşliğinde tutsak yakınları ile kendilerine yapılan çıplak arama dayatmasına karşı eylem yapmışlardı. MLKP, TKP/ML ve PAJK tutsaklarının yaptıkları eyleme ilişkin hapishane idaresi tarafından “gereksiz olarak marş söylemek veya slogan atmak”tan “1 ay haberleşme ve iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama cezası (telefon)” verilirken cezaya ilişkin TKP/ML dava tutsağı Resmiye Vatansever sözlü savunmada bulundu.

“Kadın bedenine yönelik saldırılarda artış yaşanıyor”

Disiplin Kurulu kararına karşı 4 Eylül 2015 tarihinde TKP/ML tutsağı Resmiye Vatansever savunmasında, çıplak arama saldırısının hapishane uygulamalarından birisi olduğunu belirterek son dönemde ülkedeki gelişmelere paralel bu hapishanede de kadın bedenine yönelik saldırılar artış gösterdiğine dikkat çekti; yaşananları “Ağustos ayının açık ziyaretinde ziyaretçilere üst iç çamaşırlarının çıkartılması dayatıldı. Mahkum kabuldeki rutin aramada bazı değişiklikler yapıldı. Askerin üst araması yapması istenmesi ile karşı karşıya kaldık, hatta bazı arkadaşlarımıza çıplak arama odasında (bu odada kamera yoktur) üst araması yapılması dayatıldı. Bu aramalar günlük rutin hatane, mahkemeye gidiş gelişlerinde yapılmak istendi, karşı çıktık ve şimdi durduruldu. Bunun dışında tutuklanarak ya da başka hapishanelerden gelen arkadaşlarımıza çıplak arama dayatıldı, zorla çıplak arama yapıldı” şeklinde özetledi.

“Gözaltında taciz, tecavüzler bu ülkenin yarı karanlık tarihidir”

Tüm bunların hem bu ülkedeki tırmanan şiddet koşullarının hapishaneye yansıması, hem de faşist devletin kadın bedenine yönelik saldırılarından birisi olduğunu ifade eden Vatansever, “Gözaltında taciz, tecavüzler bu ülkenin yarı karanlık tarihidir, aydınlatılması için başta devrimci kadınlar olmak üzere toplumdaki cinsiyet bilinci gelişkin kadınların on yıllardır devam eden mücadeleleri sürmektedir” dedi.

Doksanlı yıllarda sayısı bilinmeyecek boyutlarda kadın, çocuk ve erkeğe gözaltında tecavüzler gerçekleştirildiğini; bu örneklerden birinin de Pozantı Hapishanesi’nde çocukların tecavüze uğraması olduğunu hatırlatan Vatansever, “Pozantı, münferit bir olay değil; bu devletin intikam alma geleneğidir” dedi.

En son çok bilindik bir sahne ile yine karşılaştık” diyerek devam eden Vatansever, YJA Star gerillası Ekin Wan’ın uğradığı cinsel işkenceyi hatırlattı; “Aynı günlerde gözaltındaki Figen Şahin isimli arkadaşımız cinsel şiddete uğramıştır. Polis arkadaşımızın, bacaklarını ayırıp cinsel organına tekme atmıştır. Figen Şahin’in uğradığı saldırıda benim verdiğim örnek saldırının küçük bir parçasıdır” dedi.

“Cinsel saldırılar devletin kirli ve yok edilmeye mahkum yüzü”

Vatansever şöyle devam etti: “Devletin çok da bilinmeyen ama yaşamımızın her alanına fazlasıyla nüfuz etmiş olan erkek egemen yönü bütün mücadelelerde kadın bedenini bir aşağılama ve güçten düşürme aracı olarak saldırılara uğramasını getirmiştir. Ancak bugün bizi katletmekten çekinmeyen, her gün çocuklarımızı öldüren devletin bizim bedenimize yaptığı hiçbir cinsel saldırı bizim açımızdan küçük düşürücü ya da rencide edici bir duygu veya düşünce yaratmamaktadır. İnsan onuruna yönelik bu türden cinsel saldırılar devletin kirli ve yok edilmeye mahkum yüzünü göstermektedir.

Bizim açımızdan, bizim namusumuz ve ahlakımız halkımız için mücadele ederken gerektiğinde ölümü göze almak, gerektiğinde çıplaklığımızla onurluca yürüyebilmektir. Çıplak bedenimizden utanmıyoruz. Devletin zaten utanmayacağını biliyoruz” şeklinde devam eden Vatansever, son dönemde dışarıda ve bu hapishanede yapılan cinsel şiddet saldırılarını protesto etmek için giysileri çıkararak protesto eylemi yaptıklarını belirtti.

Vatansever son olarak “O esnada attığımız sloganlar kesinlikle suç değildir. Böylesi saldırılar karşısında susmamızın beklenmesi boşunadır. Ceza İnfaz Kanunu bizim açımızdan meşrutiyeti olmayan bir belgedir. Ceza içinde ceza, tecrit içinde tecrit içinde tecrit uygulamasının bir parçası olan Ceza İnfaz Kanunu’na karşı çıkıyorum ve onun vereceği disiplin ‘cezası’ hukuksuz ve anayasa aykırıdır” diyerek cezaya itiraz etti.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu