Güncel

Amed: Barikatı kaldır tecavüze, tacize ortak olma!

amed25 kasımAmed: Amed’de Dünya Kadına Yönelik Şiddete karşı mücadele günü dolayısıyla Demokratik Özgür Kadın Hareketi bir eylem düzenledi. Yapılan eyleme BDP Eş Genel Başkanı Gülten KIŞANAK, BDP Amed İl Eş Başkanı Zübeyde Zümrüt de katıldı.  Yeni Demokrat Kadın(YDK) ve Sosyalist Kadın Meclisi, KESK gibi kuruluşlar da destek verdi.

Eylem, Urfa Kapıdan bir yürüyüşle başlayacaktı. Zılgıtlarla, davullarla, erbanelerle, halaylarla ve sloganlarla 25 Kasım’ı selamlayan kadınlara izin verilmedi. Yürüyüşe izin vermeyen kolluk kuvvetleriyle kitle arasında sürekli gerginlikler yaşandı. Kitle sürekli örülen barikatı zorlamaya çalışarak yapılan hukuksuzluğu, özgürlüklerini kısıtlamalarını protesto etti. Kadınlar barikatta olan kadın kolluk kuvvetlerine “Barikatı kaldır tecavüze, tacize ortak olma” sloganı attılar.

Bu Faşizmi Yeneceğiz!

Gülten KIŞANAK yürüyüş haklarını kullanacaklarını ve buna hükümetin buradaki güçlerinin engel olamayacağını söyledi. Tartışma esnasında Gülten KIŞANAK “ Bu kenti terörize ediyorsunuz, siz kendi kanunsuzluğunuzu bize dayatamazsınız, bu faşizmi yeneceğiz” dedi.

Tartışmalar devam ederken “güvercinler” özgürlüğe uğurlandı.

Yaşanan gerginlikten sonra kitle Dağ Kapı Meydanına doğru yürüyüşe geçti. Meydana kadar sürekli “Jin Jiyan Azadî”, “Jin Jiyan e Nekuje”, “Dünya Yerinden Oynar Kadınlar Özgür Olsa”, “Gün Gelecek devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek” ve “Direne Direne Kazanacağız” sloganları atıldı.

Meydana “Jin Jiyan azadî” sloganlarıyla giren kitle basın açıklaması için toparlandı. Açıklamayı DÖKH Adına Mukaddes ALATAŞBunca acıyla ülkemiz için yapılacak her şeyi yapmak bir mutluluk kaynağı; kollarını kavuşturup oturmak ise çok üzücü” (Minerva Argentina Mirabel 1926)’da söylediği sözleriyle başladı. Devamında “ Anadilde Savunma ve Anadilde Eğitim için, Sayın Abdullah ÖCALAN üzerindeki tecridin kaldırılması için cezaevlerinde 68 gün açlık grevine giren, bedenlerini ölüme yatıran Kürt kadınlarıyla Mirabel Kardeşlerin yaşam felsefeleri 25 Kasım’larda bizleri bir araya getirmek için meşale oluyor.

Kürt kadını olarak kadın kimliğimize, ulusal kültürümüze, dilimize ve irademize karşı geliştirilen iktidarın her türlü saldırısına karşı kendimize öncü olarak gördüğümüz kadın yoldaşlar mücadelemizin haklılığını bir kez daha ortaya koymaktadır. Zindan direnişinin geldiği sonuç ile Mirabel kardeşlerin yarattığı değerler bizi daha fazla örgütlemeye, daha fazla mücadele etmeye sürüklüyor.

Devletçi zihniyetin temsilcisi olan AKP hükümeti de Başbakan Erdoğan diliyle topluma erkek olma modeli dayatmakta, kadının kaç çocuk doğuracağından, çocuk doğurup doğurmayacağına, türbanını nasıl takacağına kadar kadın iradesini hiçleştiren politikalarını hayata geçirmektedir. Türkiye toplumu siyasal İslam politikalarıyla yönetilmek istenirken kadınlar üzerinden geliştirilen politikalarda hızlı yaygınlaşmaktadır. Artık sesi çıkmayan, ekonomiyi, sanatı, edebiyatı erkeğin işi gören, anne olmak ve eş olmanın dışında toplumsal hiçbir sorumluluğu sorgulamayan kadın modeli yaratılmak istenmektedir.

“Çocuklarımızın, bu yoz ve zalim sistemde yetişmesine izin vermeyeceğiz. Bu sisteme karşı savaşmak zorundayız. Ben kendi adıma her şeyimi vermeye hazırım; gerekirse hayatımı da”( Patria Mercedes Mirabel 1924) diyen Mirabel Kardeşleri doğru anlamak, iktidar zihniyetini doğru anlamaktan geçer. Mirabel Kardeşleri ve Kürt kadınlarını doğru anlamak savaşa, yoksulluğa, kadın katliamlarına fütursuzca başvuran bu zihniyete vereceğimiz cevapta yatmaktadır. Doğru cevap kadın kimliğimize sahip çıkmak, emeğimizi değerli kılmak ve her türlü sömürüye karşı mücadele etmekten geçmektedir örgütlenmek, bilinçlenmek ve mücadele kazanımlarımızı paylaşmak tarihteki kadın kahramanlara vereceğimiz doğru cevaplar olacaktır.

Dünyanın neresinde olursak olalım, dilimizi, dinimizi, rengimizi ne olursa olsun kadın olduğumuz için öldürülüyor, dövülüyor, tecavüz ediliyor, dışlanıyor ve sömürülüyorsak; kadın olduğumuz için bu zulümlere dur demeliyiz. Birlikte özgür toplumda buluşmak için örgütlenelim, birlikte alanlara çıkalım… Biz özgürleştikçe toplu özgürleşecektir” dedi.

Daha sonra konuşan Gülten KIŞANAK “Kadına kalkan eli kınamak için buradayız, kadına karşı devletin copunu, gazını kullananları kınamak için buradayız diyerek; kadına köleliği gören, Filistinlileri de köle olarak gören aynı zihniyettir. Bu zihniyetin özgürlük haklarını yok saymak için çetelerle anlaşması aynı zihniyettir.

Biz kadınlar Kürt özgürlük mücadelemizden taviz vermeyeceğiz. Biz kadınlar bu ülkeye özgürlüğü getireceğiz.

Dünya ekonomisi içerisinde 16. Olan Türkiye, kadın erkek eşitliği arasında 135 ülke arasından 127. Sırada bulunması utanılacak bir durumdur. Devletin, iktidarın utanması gerekir. Bu tabloyu da değiştirmek isteyen kadınları da jop ve gaz kullanıyor. Bu ülkede her gün üç kadın şiddet yüzünden ölüyor. Devletin korumaması yüzünden bunların hepsi şuanda toprak altındadır.

Türkiye’de kadınların mücadelesine karşı yargı cinsiyetçidir. Kadını suçlayıp ceza indirimine gidiyor. N.Ç kendi rızasıyla oldu diyerek. Bu zihniyeti alaşağı etmek için buradayız.

Biz kadınlar artık yeter diyeceğiz, sokaklara çıkacağız. Bize kalkan eli indireceğiz, bizim yerimize kimsenin karar vermesine izin vermeyeceğiz.

Bizler bu ülkeyi yönetebiliriz. Bizler sokakta mücadele ederken evimizde de ikincil olmayacağız. Sokakta gösterilen irade evde de gösterilmelidir.

Gözaltında tecavüz ve taciz egemen devlet zihniyetinin bir ürünüdür. Kadına gözaltılar da uygulanan şiddet en adiliktir.

Abdullah ÖCALAN yıllar öncesinde erkeklere seslendi! Kadınlar üzerinde egemenlik kurmak alçaklıktır. Sayın Öcalan’ı yoldaş olarak görüyoruz. Bize yoldaşlık yaptığı için tecride ve rehine politikalarına karşı çıkıyoruz.

Barış elçisinin İmralı’da tecritte tutulmasını kınıyoruz.

Kürt halkı köleliği kabul etmeyecek” dedi.

Kürt kadını olarak ikincil olmayı, köle olmayı kabul etmeyeceğiz, sözleriyle eylem son buldu.

Amed Yeni Demokrat Kadın

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu